ABAY HOCA PROJELERİNİ VE HEDEFLERİNİ AÇIKLADI
Yalova Üniversitede "Milletimizi bölmeye, ülkemizi yıkmaya çalışan ve iç huzurumuzun bozulmasından medet uman her türlü bölücü örgüt ve oluşumlara karşı mücadele edeceğim"
Tarih: 31-05-2016 16:30
REKTÖRLÜĞE NEDEN ADAY OLDUM?
Yalova Üniversitesi Rektör yardımcısı ve adayı Prof. Dr. Ali Rıza Abay düzenldiği tanıtım toplantısında çok önemli açıklaamlarda bulundu. Prof.Dr. Abay açıklamasında "Bundan dört hafta önce bir basın bildirisi ile Yalova Üniversitesi rektörlüğüne aday olduğumu duyurmuştum. Bugün de sizleri yüz yüze görüşme gereğini duyduğum için davet ettim. Geldiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Öncelikli olarak şunu ifade etmeliyim; Benim Yalova’da 30 yıllık bir geçmişim var. Yalova’nın dününe ve bugününe şahitlik etmiş bir akademisyenim. Üniversite için Yalova’nın imkânlarını ve tehditlerini iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu sebeple de 2008 yılında Yalova Üniversitesi kurulduğu zaman kurucu kadroda yer almam teklif edildiğinde tereddütsüz kabul etmiştim. Nitekim üstelendiğim idari sorumluluklarda ve yürüttüğüm akademik çalışmalarımda hep bu duygu ve düşüncelerle hareket ettim.
2008 yılından bu tarafa önce kurucu Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Sosyal Hizmet Kurucu Bölüm Başkanlığı, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu üyelikleri, Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu üyelikleri, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı ve Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundum.
Ayrıca kurucusu olduğum Yalova Sosyal Hizmet Bölümünden bu seneyi de sayarsak 400 civarında lisans öğrencisi mezun etmiş olacağız. Onlar şimdi Türkiye’nin dört bir yanında görev yapmaktadırlar. Ayrıca mezun olanlarla birlikte 200 yüksek lisans ve 40 kadar da doktora öğrencimiz vardır. Altını çizerek ifade etmem gerekirse, sosyal hizmet bölümünde yapılan Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yaptıkları ya da yapmakta oldukları tezlerin büyük çoğunluğu Yalova ve çevresi ile alakalı sorunlar üzerinedir.
Yalova Üniversitesi Rektörlüğüne neden aday olduğuma gelince; şimdiye kadar ikinci ve üçüncü adam olarak, bir bütünün parçalarını yöneterek önemli bir tecrübeye sahip oldum. Rektör yardımcılığım döneminde ise kurumun tamamını görme fırsatım oldu. Üniversitemizin de imkân ve fırsatlarını yakinen gördüm. Birinci adam olsam şunları şöyle yapardım dediğim hususlar oldu. Sekiz yıllık süre içinde yapılan güzel işlere de katkım olduğunu düşünüyorum.
Herhangi bir kişi için, herhangi bir oluşumun başından itibaren içinde olması son derece avantajlıdır. Zira bu durum kurumsal anlamda belli bir bilgi birikimini ve tecrübeyi beraberinde getirir.
Edinilen bu kurumsal deneyimler yanlış olanları yapmamayı, doğru olanları da zaman kaybetmeden yapmaya imkân verir. Bilinen hususları yeniden keşfetmeye kalkışmanın, zaman kaybından başka bir şey kazandırmayacağı da çok açıktır. Bu bağlamda, Yalova Üniversitesi’nin kurumsal hafızası olduğumu söyleyebilirim.
Bu açıdan, geriye dönüp sekiz yıla baktığımızda şu işler iyi olmuştur, şu işler şöyle olsaydı daha iyi olabilirdi ya da şu iş keşke şöyle olsaydı denebilecek hususlar olabilir, vardır da. Artık önümüze bakmalıyız ve yapacağımız projeler üzerinde konuşmalıyız diye düşünüyorum.
Zira bir noktaya bilhassa dikkat çekmek istiyorum ki; bilindiği gibi rektör yardımcıları arasında görev taksimatı yapılır. Rektör yardımcısı olarak görev ve sorumluluk alanıma giren eğitim ve öğretim alanında hep açık kapı yöntemiyle çalıştım.
Kendi sorumluluklarım arasında yapılabilecek ne varsa en sağlıklı bir şekilde yapmaya gayret ettim. Hiçbir işi sürüncemede bırakmadım. Öğretim elemanlarından ve öğrencilerden bana ulaşmak isteyip de ulaşamayan hiçbir kimsenin olmadığını düşünüyorum. Bütün bu noktalardan hareketle, Rektör adaylığımı ilan ederken görev alanlarımı hatırlatma gereğini duymuştum; yine hatırlatıyorum.
Değerli arkadaşlarım, yönetici olarak görev yaptığım birimlerde, yakın mesai arkadaşlarım olarak biliyorsunuz ki, sizlerle hep istişare ve yönetişim içinde olduk. Şimdi de Üniversite’nin bütününü sizlerle birlikte yönetmek için Yalova Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday oldum. Birlikte yönetmek kısmını tekrar vurguluyorum.
Tasavvur ettiğim yönetim anlayışında, Yalova halkının, öğrencilerin, idari personelimizin ve değerli hocalarımızın katılımıyla demokratik bir yönetim anlayışını benimsediğimi bilmenizi isterim. Birlikte yönettiğimiz, merkeziyetçilikten uzak, katılımcı ve özgür bir Yalova Üniversitesi için Yalova Üniversitesi rektörlüğüne adayım.
Özetle sunu vurgulamam gerekir ki, her anlamda birlikteliğin bereketine inandığım için bilhassa “Birlikte Yönetim iyi gelecek!” diyorum.
Bilindiği gibi Yalova yüz ölçümü açısından Türkiye’nin en küçük illerinden birisidir. Diğer bazı illerden farklı olarak denizin, ormanın, tarım alanlarının ve termal sularının iç içe geçtiği bir coğrafya parçasıdır. Ayrıca Türkiye nüfusunun %30’nun barındığı Marmara bölgesinde bulunmaktadır. Etrafı da üç büyük şehir ile çevrilidir. Sosyal ve ekonomik hayat da buna göre şekillenmektedir.
Bilindiği üzere üniversitelerin yapılanmasını dünya şartları, ülke şartları ve yerel şartlar belirler. Yalova Üniversitesi’nin yapılanmasını da bu şartlardan bağımsız olarak düşünemeyiz. Bu bağlamda Yalova Üniversitesi’nin yapılanmasının; dünya şartları, ülke şartları ve Yalova’nın yerel-doğal şartları dikkate alınarak dört ayak üzerine oturması gerektiğini düşünüyorum; tarım, turizm, sağlık ve sanayi.
Yalova çok eski bir tarım bölgesi olması dolayısıyla, üniversitenin tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, çeşitlendirilmesi ve ıslahı ile ilgili konularda faaliyet göstermesi gerekir.
Yine Yalova, Bizans’tan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve günümüze kadar bir turizm bölgesi olması dolayısıyla, Üniversite’nin deniz, orman, termal sular ve sosyokültürel alanlarda faaliyet göstermesi gerekir.
Yine Yalova’nın coğrafi konumu, tabii kaynakları ve insani gerekçelerle, üniversitenin sağlık konularında da faaliyet göstermesi gerekir.
Yalova gün geçtikçe nüfusu artan bir şehirdir. Nüfusla birlikte kentin ihtiyaçları da artmaktadır. Üniversiteler, bilgiyi ve teknolojiyi üreten ve transfer eden kurumlar olduklarına göre, Yalova Üniversitesi’nin de bu alanda faaliyet göstermesi gerekir.
Yalova Üniversitesi bu anlayış doğrultusunda yoluna devam etmeli ve bu misyonla yapılacak çok işin olduğunu da belirtmeliyim.
Rektörlük bana mukadder olursa, liyakatli ve uyumlu bir ekip kurup Yalova halkı ile de bütünleşerek noksanlar tamamlanacak, gerektiğinde hedefler revize edilecek, icap ederse yeniden yapılanmaya gidilecektir.
Üniversitenin kurulduğu yer Yalova şehridir. Adı da Yalova Üniversitesi’dir, ya da Yalova’nın/Yalova halkının üniversitesidir. Gelin Yalova’nın ve Yalovalının sorunlarını yönetişim anlayışı içinde birlikte çözelim. Gelin üniversite ile Yalovalıyı yeniden buluşturalım.
Değerli Yalovalılar, eğer bana Yalova Üniversitesi rektörlüğü mukadder olursa, öncelikle Yalova’nın kanaat önderlerinin/ halkının katılımı ile bir “danışma meclisi” kuracak ve öğrencilerden ve öğretim elamanlarından oluşan ekibimle Yalovalıyı buluşturarak görüş alışverişinde bulunacağız. Yalova’yı ilgilendiren konularda mutlaka birlikte karar alacağız.
Ayrıca Yalova Üniversitesi ile Yalova halkının kaynaşmasını sağlayan etkinlikler yapacağız.
Özellikle kamu yatırımlarının daha verimli kullanılması için üniversite ve diğer kamu kurumları arasında iş birlikleri tesis edilecektir. Örneğin ülkemizin bahçe bitkileri konusunda güzide kurumlarından biri olan “Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü” ile çeşitli sebeplerle üniversitemiz arasında gerekli iş birliği yapılamamıştır. Bu konu öncelikli işlerimizden birisi olacaktır.
Ayrıca üniversitemizde açacağımız “Sağlık Araştırma Ve Uygulama Merkezi” üzerinden Yalova halkına sağlık hizmeti vermeyi planlamaktayız. Bu konu da öncelikli işlerimizden biri olacaktır.
Az önce de ifade ettiğim gibi üniversitelerin yapılanmasını dünya şartları, ülke şartları ve yerel şartlar belirler. Buna göre planladığımız ve revize edeceğimiz üniversitemizi pergel metaforu üzerinden açıklayacak olursak, bir ayağı kendi ülkesinde sabitkadem dururken, diğer ayağı ile “ilmi; nerede olursa olsun almamız gerektiği” ilkesinden hareketle dünyayı dolaşan bir üniversite tasavvur ediyorum.
Buna göre bir yandan geçmiş dönemlerdeki birikimimizi bugüne taşıyan, diğer yandan da dünyadaki her türlü bilimsel gelişmeleri takip eden bir üniversite tasavvur ediyorum. Bilim ve teknoloji üreten, dünya üniversiteleri ile rekabet edebilen bir üniversite tasavvur ediyorum. İnsanımızın ve Türkiye üniversitelerinin bu potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.
Akademik özerkliğin ve özgürlüğün alabildiğine yaşandığı, bölümlerin ve anabilim dallarının kendi kendini yönettiği, istişarenin ve yönetişimin esas olduğu bir üniversite tasavvur ediyorum.
Kimsenin özlük haklarından ötürü mağdur olmadığı ve akademik özgürlüklere müdahale edilmediği, adaletin ve hakkaniyetin ölçü alındığı, kul hakkının ve kamu hakkının korunduğu bir üniversite tasavvur ediyorum.
Rektörlük mukadder olursa, iş tutuş tarzı ve beden dili birbirine uyan, dayanışmayı esas alan, mesai saati hesabı yapmayan bir üst yönetim oluşturmayı düşünüyorum. Ancak bu yönetim, yönetişimi esas alan koordinatör yönetim anlayışı içinde hareket edecektir.
Ulaşılamayan bir üst yönetim asla olmayacaktır. Zaman zaman bölümler ve birimler ziyaret edilerek sorunlar yerinde tespit edilecektir. Her hafta belli bir zaman diliminde randevusuz görüşme saatleri düzenlenecektir. Adaleti, hakkaniyeti, liyakati ve karşılıklı güveni esas alan bir yönetim anlayışı sergilenecektir.
Eğer işin sonunda rektörlük mukadder olursa, her birim (fakülteler, enstitüler, meslek yüksekokulları) kendi kendini yönetecek, özellikle eğitim-öğretimin, araştırma ve akademik çalışmaların mutfağı olan bölümler, tam bir akademik özgürlük içinde olacaktır.
Bölümlere yukarıdan müdahale edilmesini doğru bulmuyorum. Yasalar müsaade ettiği ölçüde bölümlere, kendilerinin hükmedeceği bir bütçenin verilmesini ve idari açıdan da bu bütçeye müdahale edilmemesi gerektiğini savunuyorum.
Üniversitede öğrenci ve öğretim elemanlarına hizmet vermekle yükümlü olan, Rektör başta olmak üzere Dekanlar, Müdürler ve Fakülte/Yüksekokul Sekreterlerini de içine alan memnuniyet anketi düzenlenecek, ankete katılanların görüş ve eleştirileri dikkate alınarak, yönetim şeklimiz ve yöneticilerimiz hakkında yeniden değerlendirmeye gidilecektir.
Demokratik toplumların vazgeçilmezlerinden olan sendikal faaliyetlerin üniversitemizde özgürce gerçekleşmesi sağlanacaktır.
Yalova’da faaliyet gösteren bütün sivil toplum örgütleriyle ve siyasi parti temsilcilikleriyle yakın ve uyumlu diyaloglar geliştirilecektir.
Milletimizi bölmeye, ülkemizi yıkmaya çalışan ve iç huzurumuzun bozulmasından medet uman her türlü bölücü örgüt ve oluşumlara karşı hukukun alanı dışına çıkılmadan gerekli mücadele yürütülecektir.
Değerli mesai arkadaşlarım,
Sizlere kurumsallaşmayı vaat ediyorum. Sizlere ilkeli olmayı vaat ediyorum. Sizlere güven vaat ediyorum. Sizlere yönetişim vaat ediyorum. Birimlere ve bölümlere yukarıdan müdahale edilmesini doğru bulmuyorum. Yasalar nezdinde kimin ne hakkı varsa mutlaka hakkını almalıdır ve alacaktır diyorum.
2009 yılından bu yana sizlerle birlikteyim. İçinizden biriyim. Göründüğüm gibi olmaya, olduğum gibi görünmeye özen gösterdim. Kapım sizlere her zaman açık oldu. Samimiyeti, güvenirliği, dostluğu ve vefayı hayatımın her alanında olduğu gibi sizlerle olan ilişkilerimde de temel ilke bildim.
Bugün size gelin birlikte çalışalım diyorum. Benim istediğim rektörlük bir koordinatörlük görevidir. Farklılıkları zenginlik kabul eden, katılımcı, yenilikçi, öğrencilerin, çalışanların, hocaların, Yalovalının tek vücut olduğu bir yönetim anlayışı ile birlikte çalışmaya var mısınız?
Sizleri, üniversiteyi birlikte yönetmeye davet ediyorum. “Birlikte yönetim iyi gelecek” diyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle gelecek günlerin daha güzel olması dileğiyle sizlere selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum" ifadelerinde bulundu.
Bu haber 24 defa okunmuştur.
Etiketler :
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri