Gazeteci-Yazar ve Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, "20'den fazla suikast atlattı Tayyip Erdoğan. Zehirlendi. Bir balyoz bulunup arabasının camı kırıldı da can çekişirken son anda kurtarıldı" dedi.
Ak Parti Yalova İl Kadın Kolları tarafından Raif Dinçkök Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Siyasetin Dünü Bugünü" konulu konferansı düzenlendi.
Konferansa Ak Parti Kadın Kolları Başkan Melek Dedecan selamlama konuşmasından sonra sıra ile Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal , İl Başkanı Mustafa Pehlivan ve Yalova Milletvekili Temel Coşkun konuşma yaptı.
CEMAAT VATİKAN- CIA VE MOSSAD TARAFINDAN KURULDU
Abdurrahman Dilipak, son zamanlarda yaşanan birtakım olayların Başbakan'a yönelik olmadığını, ülkenin istikrarının bozulmasının amaçlandığını söyledi.
Araştırmacı yazar Abdurrahman Dilipak, 17 Aralık operasyonunun, bir ucu Vatikan'a kadar uzunan uluslararası bir komplo olduğunu söyledi.
Başbakan'a yönelik bugüne kadar birçok suikast girişiminde bulunulduğunu belirten Dilipak, şöyle konuştu: Cemaat dediğiniz hareket CIA-VATİKAN ve MOSSAD tarafından kurdurulmuştur.
Bu proje bana 1991 yılında da teklif edilmiştir. Ben red ettim.
Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, “Bugün Türkiye her istediğini yapacak bir güçte değil. Ama bizim istemediğimiz bir şeyin yapılması artık mümkün değil. Biz kime dokunursak yenidünyanın lideri o olacak. Şili ile işbirliği yaparsak, Şili, Hindistan ile işbirliği yaparsak Hindistan, Avrupa ile işbirliği yaparsak Avrupa, Amerika ile işbirliği yaparsak Amerika olacak. Hiç kimse bizi kaybetmeyi göze alamaz. Onun için bu topraklardaki iktidar savaşı çok keskin yaşanıyor. Siz bir buçuk milyar Müslüman’ın ümidisiniz” diye konuştu.
“Bizim yeniden Müslüman olmamız gerekiyor. Atalarımızın dininden vazgeçmemiz gerekiyor” diyen Dilipak, “Din büyüklerinizi ‘ilah’ ve ‘rab’ edinmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Aynı Allah’a, Resule ve kitaba iman edenler tek bir cemaattirler. Kim ki ikinci bir cemaatten söz ediyorsa, kendine ya yeni bir ilah, ya yeni bir kitap ya da yeni bir resul uydurmuştur.
Biz Allah’a Resulü’ne ve kitaba iman ediyoruz. Eğer gerçekten mümin ise öyle yapmamız gerekiyor. İhtilaflı konularda ya birbirimizi mazur göreceğiz ya da hakeme gideceğiz. Ya hakkınızdan vazgeçersiniz çözüm bulursunuz ama asla müteşabihlerin peşine takılıp dinimizi tartışma konusu yapmayacağız. Peygamber Efendimiz yakında milli maçlara da gelirse şaşırmayın. Hz. Ali, Hz. Ayşe ile ihtilafını çözemiyor. Hz. Fatıma, eşi, kızı, damadı peygamberimiz ile görüşüp çözemiyorlar. Ama şimdi her tarikatın şeyhi, peygamberimiz ile görüşmeye gidiyor. Getirdikleri haberde birbirine benzese, onlarda başka başka haber getiriyorlar” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN’A 20’YE YAKIN SUİKAST DÜZENLEDİLER
Türkiye’ye oynanan oyunları Recep Tayyip Erdoğan’ın engellemeye çalıştığını belirten Dilipak şöyle konuştu:“Birileri senaryo kurmuş. Deniz Baykal Cumhurbaşkanı olacak önden tutacak, cemaatte bürokrasiyi arkadan da tutacak ve Recep Tayyip Erdoğan da vitrin dekoru olarak kalacak. Plan buydu. Çünkü onun asabi, risk alan cesur karakterine Amerika’nın ihtiyacı var ama Recep Tayyip Erdoğan’a güvenmiyor. Tayyip Erdoğan’ın üzerindeki senaryo da, cemaat bürokrasiyi kontrol edecek, Baykal tepesini kontrol edecek bu iktidar eliyle İslam coğrafyasının 20 ülkesiyle rejim ve iktidarları değiştirilecek.
Türkiye modeli demokrat, laik, İslam profili, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde 20 ülke geri getirilecek. Deniz Baykal ‘araba gelecek beni Çankaya Köşkü’ne götürecek’ diye bekliyor. Recep Tayyip Erdoğan bir omuz darbesi ile Abdullah Gül’ü Çankaya Köşkü’ne gönderdi. Baykal’ın kasetini bu sistem çıkarttı. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan o gün kontrol dışı kaldı. O günden sonra Erdoğan’a 20’ye yakın suikast düzenlediler.
Recep Tayyip Erdoğan’ın önü ve arkası kontrol edilmiş bir şekilde bir yere götürülüp, işi bitince de kenara atılacaktı. Recep Tayyip Erdoğan bu tuzağa düşmedi. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı oldu, Baykal da kaset yoluyla cezalandırıldı. Bir baktık Adıyamanlı menzilciler Sağlık Bakanlığına, Süleymancılar Türk Hava Yollarına gitmişler. Karadenizliler inşaat sektörüne girmiş. Cemaatte ise MİT, banka ve medya alanında örgütlenebildi. Recep Tayyip Erdoğan herkese kapıyı açtı. Fakat içeriyi kendisi kontrol edemiyor.
Önce terörü bitirmesi gerekiyordu. Çünkü sen içeriyle uğraşmaya başlarsan terörü patlatacaklardı. Bu Roboski’si falan hepsi tezgahtı. Türkiye’yi kontrol etmek için darbe, savaş ve terör gibi şeyler ellerindeki maşaydı. Recep Tayyip Erdoğan terörü bitirmek üzere bir plan yaptı ve bir şekilde bitirdi.
”Bütçenin geçmesine 3 gün kala 17 Aralık tarihinde operasyonun başlatıldığını ifade eden Dilipak konuşmasını şöyle tamamladı:“Türkiye’de bütçe geçemez ise hükümet düşerdi. Merkezi hükümet kilitlenirdi. AK Parti’den de 50 kişiyi şantaj ve tehdit ile istifa ettirdiler. Ben bunları 6 ay önce yazdım. Bunları Recep Tayyip Erdoğan çok daha önceden biliyor olması gerekiyor. Sonuçta süreç başladı. Gezi Parkı olayları da bunun bir ayağı idi. 17 Aralık tarihinde eğer başarılı olsalardı, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İHH Başkanı Bülent Yıldırım içerideydiler.”
"20'den fazla suikast atlattı Tayyip Erdoğan. Zehirlendi. Bir balyoz bulunup arabasının camı kırıldı da can çekişirken son anda kurtarıldı. Hapishanede zehirlemek istemişlerdi. Hastanede ameliyata girdiğinde çıkamayacaktı ve aynı anda da MİT Müsteşarı gözaltına alınacaktı. Enjeksiyon düştü de iğneyi yapamadılar. Tayyip'i dışarı çıkarttılar da o da MİT Müsteşarıyla görüşüp, 'Sakın teslim olma' dedi. Kasap et derdinde koyun can derdinde derler ya. Nasıl oyunlar oynanıyor.
TÜRKİYE AVRUPA VE ASYA'NIN KÖPRÜSÜ
Türkiye'nin son yıllardaki başarısı bazı kesimler tarafından hazmedilemiyor. 110 ülkeye Türk Hava Yolları (THY) uçuş yapıyor. Zararına da olsa uçuyoruz. Buralarda bizim 100 yıl önce beraber olduğumuz insanlar var. Hilafet için buraya paralarını gönderen, zekatlarını gönderen, acıkınca bizden ekmek isteyen insanlar var orada. O 110 ülkeden insanlar Türkiye'ye gelecekler. 110 ülkeye gideceksiniz siz. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde çocuklarınız hemen dil öğrenmeye başlasınlar.
Nerede okumak istiyorlarsa. Çünkü 4 yıllık fakültenin 4'üncü ya da 3'üncü ve 4'üncü senesini o ülkelerde okuyabilecek sizin çocuklarınız. O ülkelerden buraya gelecekler, Türkçeyi öğrenecekler, sizlerle tanışacaklar. Havaalanından değil korkuları. 100 milyon insan gelecek İstanbul'a. İstanbul'dan Mekke'ye hızlı trenle gidilecek artık. Bütün Kafkaslar, bütün Balkanlar, İstanbul'a gelip bir hafta tatil yaptıktan sonra buradan hızlı trenle Şam'da inerek, Ürdün'de inerek Mekke'ye gidecekler. Bütün İslam ümmetinin gelip geçtiği bir mekan olacak burası. 3'üncü köprü sadece Türkiye için değil Avrupa'dan gelip Asya'ya geçen günlük 2 milyon trafik olacak, biliyor musunuz? Hava, kara, demir ve deniz yoluyla. Sorun Recep Tayyip Erdoğan değil. Sen hala anlamadın mı?"
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, İstanbul merkezli operasyonla ilgili olarak, "17 Aralık operasyonu, 2 milyon dolarlık rüşvet iddiası ile Türkiye'yi 100 milyar dolar zarara uğratan anlayışın servis ettiği bir operasyon" dedi.
Dilipak,” 17 Aralık'taki İstanbul merkezli operasyonun, Türkiye'yi 100 milyar dolar zarara uğrattığına işaret eden Dilipak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisinin hedef alındığı bu operasyona karşı verdiği tepkide haklı olduğunu savundu.
Uluslararası güç odaklarının, Bangladeş ve Mısır'da yaptıklarını şimdi Başbakan Erdoğan'a yapmak istediğini öne süren Dilipak, şunları kaydetti:
"Birisi benim ayağıma basarsa ben de gider onun ayağına basarım. Özür dilerse üzerine gitmem. Başlangıçta hep geri çekilirim, aldıran taraf olmam. Ama birileri benim değerlerime yönelik tehditte bulunuyorsa bodoslama girerim. Gittikten sonra da geriye dönmem. Zalimler karşısında tevazu zillettir. Başbakanın Gezi olaylarında dik duruşu olmadığını var sayarsanız, ötekiler tepesine binmek üzere ne yapmazlardı ki? Ben 43 yıllık gazeteciyim. Bu iş uluslararası, Türkiye'ye topyekun bir saldırıdır.
Geçtiğimiz yıl Balyoz, Ergenekon ve 28 Şubat davaları, paralel devleti derin devlete enjekte etmek isteyenlere direnenlere karşı yapılan bir operasyondu, gerçek bir operasyon değildi. İçeri alınanların bir kısmı asli fail değil, asli failleri de serbest bırakıldı. Bu, Türkiye'ye karşı uluslararası bir operasyondur. 17 Aralık operasyonu, 2 milyon dolarlık rüşvet iddiası ile Türkiye'yi 100 milyar dolar zarara uğratan anlayışın servis ettiği bir operasyon".
Operasyonun dış destekli yapıldığını, Türkiye'deki işbirlikçilerin de buna destek verdiğini iddia eden Dilipak, "Türkiye'nin, Musul petrolleri anlaşmasını, İran üzerinden yapılan ticari anlaşmalarını boşa çıkartan, Türkiye'ye giren paraları engellemeye, kaçan paraları hızlandırmaya, dahası Türkiye'nin İslam ülkelerinde, Türk dünyasında, Balkanlar'da, Afrika'da yaptığı operasyonları engellemeye yönelik, iktidara karşı yapılan topyekun bir saldırıdır" diye konuştu.
Toplantıda ilk sözü alan Araştırmacı yazar Abdurrahman Dilipak, "Bu olayın arkasında Amerika, İngiltere, İsrail, Fransa ve Almanya’nın da işin içinde olduğu, bir ucunun Vatikan’a kadar uzandığı uluslar arası bir komplo ile karşı karşıyayız. Sadece Türkiye’ye değil Türkiye’nin şahsında İslam dünyasına yönelik bir tehdit ile karşı karşıyayız. Bu mavi Marmara olayında, Suriye’de Mısır’da ya da İslam dünyasında Türkiye’ye bakarak heyecan duyan duygularına verilen bir cevap olacak’’ dedi.
Bu haber 23 defa okunmuştur.