Topluma sağlıklı ve doğru bilgiyi vermek için gecesini gündüzüne katmış, ailesi ve sevdiklerine ayırması gereken zamanı halk yararına harcayan basın emekçilerine yapılacak en büyük kötülük haksız yere atılan iftira olmalıdır.
Gazetecilik, alan olarak dengeleri son derece hassas bir meslektir. Gazeteci olmak bütün bu hassas dengeleri çok iyi gözetmekten geçer. Özetçe gazeteciliğin, olmazsa olmazı da dürüst ilkeli objektif olabilmektir. Tarafsız olmayı gerektirir. Her türlü görüşe açık olmayı öngörür.
Sadece doğruları veya yanlış olanı okuyucuya olduğu gibi aktarmak zorundadır. Her türlü çıkar ilişkisinden uzak olması mesleki namustur.
Mesleğinin amacı; bir grubu kişi yâda kişileri bir yerlere taşımak olmamalı.
Mevcut iktidarları yâda belirli yapılanmaların çıkarına hizmet etmemeli. Kamuoyunun aydınlanmasında öncü rolü oynamalı.
Doğru, Dürüst Gazetecilik
Gazetecilik, bir gazetenin hazırlanmasında ve çıkarılmasında görev alan kişidir. Gazeteci haber kaynağını bulup sunan kişilerdir.
Toplumda meydana gelen ekonomik, siyasal, kültürel, sportif, adli vb. olaylarla ilgili bilgi toplayan, bunları değerlendirerek, gazete ve/veya dergilerde yayınlanmaya hazır hale getiren kişidir.
Gazeteci bütün bu görevi yapabilmesi için olguya,bulguya,habere, olaya, belgeye, bilgiye dayalı yazılar yazmalıdır ve bu kişini güvenilir olması zorunludur.
Gazeteler dünyada olup biteni, doğru bir şekilde haber vermelidir. Gazeteci girişken olmalıdır, açık fikirli olmalı ve görüşlerini çekinmeden söylemelidir.
Gazetecilikte milletin söylediklerine esas alınarak yazılmamalıdır. Devlete değil, halka çalışmalıdır, bilgilendirmelidir.Gördüklerini aynı aktarmalıdır, taraf tutmamalıdır.
Şantaj, karalama, kirletme, yalan haber, yıpratma gibi durumlar içermez. Gazeteci kanunlara saygılı, Ahlaklı, namuslu, dürüst kişilerdir.
SİYASETÇİ VE AHLAK
Siyasetin hedefi “başarı ve iktidardır.” Toplum iktidarda olanlara rağbet eder. İktidarda olanlar ne kadar zalim ve diktatör de olsalar avam tabakası onlara büyük bir ilgi duyar. Bu ilgi ya menfaat beklentisinden veya cezalandırma korkusundandır.
İnsanlar beklentilerinin ve korkularının esiridirler. Hayatlarına hükmeden genellikle bu iki duygudur. İnsanın kendi imkânlarını harekete geçirmesi için “umduğu dağlara kar yağması” gerekir.
İşte o zaman bir insan kimsenin kendi imdadına gelmeyeceğini ve kimseden bir yardım görmeyeceğini düşünürse kendi potansiyelini harekete geçirmenin yollarını aramaya başlar. Tarık b. Ziyad “gemileri yaktığı için” İspanya’yı fethetti. Nice komutanlar da köprüleri yıktığı için emrindeki askerlerle kendisinden kat kat fazla olan düşman güçlerini geri püskürtmüştür.
Dürüst siyaset ancak dürüstlüğü kendilerine şiar edinmiş olan toplumun işidir. Toplum bozuk ve ahlâken düşük bulunursa, insanlara hükmeden ihtiraslar ve menfaatler olursa orada dürüst siyasetten bahsetmek mümkün olmaz.
Böyle bir toplumda “dürüst siyasiler” değil, sahtekârlar, düzenbazlar ve üçkâğıtçılar halkın menfaat ve beklentilerini istismar ederek iktidar olur ve iktidarlarını devam ettirirler.
Gelin şu siyasete, Ve de siyasetçiye bir daha dokunalım.
Kimdir siyasetçi?
Nasıl biri olmalıdır?
İşte size iki tane net soru.
Cevapları aslında üç aşağı beş yukarı,
Bellidir.
Siyasetçi halka mal olmuş biridir,
Devletin idaresini,
Kasasını,
Namusunu teslim aldığı için,
Birinci önceliği, namuslu olmasıdır.
Pürü pak,ak süt gibi temiz olmalıdır.
Peki, siyaset arenasına girdiğimizde durum böyle midir?
ÖNCE KENDİNE BAKACAKSIN SONRADA BAŞKASINI LAF SÖYLEYECEKSİN !!
YA BELGELİ ŞAHİTLİ KONUŞ YADA SUS !!
AHLAKLI TEMİZ SİYASET YAP...
ARKA PLANDA BAŞKANIN ALTINI OYMA
ÇAPULCU DEDİKLERİNDEN YARIN OY İSTEYECEKSİN...
İL GENEL ÜYESİ OLMAK İÇİN DESTEK İSTEYECEKSİN...
Hüseyin KUTGÜN
Bu haber 13 defa okunmuştur.