Yalova Demokrasi Platformu, son günlerde yaşanan çocuk kaçırma olaylarını protesto ettiler.
Cevdet Aydın Parkı önünde toplanan platform üyelerine CHP Yalova Milletvekili Özcan Özel, CHP İl Başkanı Bahar Doğan da eşlik etti.
Açıklamada şunlar dile getirildi: “Bugün burada Yalova Demokrasi Platformu olarak çocuklarımızın hayalleri, düşleri, umutları, gelecekleri ve yaşamları için toplandık. Son dönemlerde sıkça karşılaştığımız çocuk kaçırma, istismar, tecavüz, şiddet, cinayet gibi insanlık dışı saldırılara her gün yenileri ekleniyor.
Son 10 yıl içerisinde çocuk istismarı vakalarının 7 kat arttığı, adliyelerdeki her dört tecavüz davasından birinin çocuklarla ilgili olduğu ifade edilmekte ve TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında kaybolan çocuk sayısının 104 bin 531 olduğu belirtilmektedir.
Çocuklarımız kaçırılıyor, çocuklarımız şiddete, tacize ve tecavüze uğruyor, çocuklarımız öldürülüyor. Biliyoruz sadece cezalar bunları önlemeye yetmiyor. Asıl olan ideolojik, politik, sosyal, kültürel ve ekonomik nedenler tespit edilerek sebep olan koşulların ortadan kaldırılmasıdır. Bunların yanında çocuklarımıza karşı işlenen bu insanlık suçunu önlemekte yetersiz kalan politikaları ve yaklaşımları da masaya yatırmamız gerektiği açıktır. Çocukların çıkaramadığı ses olma bilinciyle soruyoruz:
‘İstismar suçlusunun çocukla evlenerek cezadan kurtulması’ gibi düzenlemelerin gündeme getirilmesi, ülkeyi yönetenlerin ‘Bir Kereden Bir Şey Olmaz’ söylemi ‘Küçüğün ve Ailesinin Rızası’ diye bir kavram üretmesi, TV’lerden ve sosyal medyadan çocuklarla evlenmeye cevaz veren fetvaların rahatlıkla ve sıklıkla verilebilmesi, bu insanlık suçu ile mücadeleyi zaafa uğratmış mıdır?
TBMM’de çocuk istismarının önlenmesine dair verilen araştırma ve soru önergelerinin reddedilmesinin gerekçesi nedir?
Bir hastanede 115 hamile çocuğa gizlice kürtaj yaptıran hastane başhekimi ya da sorumlu doktorların değil; bu skandalı ortaya çıkaran sağlık personelinin cezalandırılması, topluma nasıl bir mesaj vermiştir?
Pozantı, Ensar Vakfı, İzmir, Gerger, Adıyaman olmak üzere yaşanan cinsel istismarların üzerini örtmeye yönelik açıklamalar, cinsel istismar ve cinsel saldırıların artmasına yol açarken, kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve katliamların yapılan cinsiyetçi politikalardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Çocukları korumak en başta devletin görevidir. Türkiye’de ve dünyadaki deneyimler göstermektedir ki; çocuklar saldırıya uğradıktan sonra sadece failleri cezalandırmak, cezaları arttırmak ve ceza kanunu değişiklikleriyle yetinmek bu suçları önlemekte yetersizdir. Devletin asli görevi bu saldırıları önlemektir.
Çocukları hedef alan saldırıları önlemenin ilk ve en önemli şartı koruyucu ve önleyici tedbirler almak, neden olan koşulları ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle 18 yaş altındaki her birey çocuk kabul edilmeli, bütün mevzuat buna uygun olarak düzenlenmelidir. Çocuk haklarının ihlalini izleme merkezleri oluşturulduğu gibi her şekilde sivil toplum kuruluşlarıyla, sendikalarla, çocuk dernekleriyle, ortak bir çalışma yürütülmelidir. İnsan haklarını savunan, hak ihlallerini gündem yapan çözüm üreten ve çalışma yapan kurumlar kapatılmamalı desteklenmelidir.
Çocuk yaşta evliliğe, kadına ve çocuğa yönelik şiddete, tacize, tecavüze zemin oluşturan veya neden olan söylemler ve politikalar üretenlerin önüne geçmeye yönelik hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitimdeki gerici uygulamalara derhal son verilmeli çocukların anlama, kavrama, ifade etme, sorgulama, araştırma, üretme gibi zihinsel ve psikolojik gelişimlerine katkı sağlayamaya, bilgi ve becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim sistemi benimsenmeli, hastanelerde, eğitim kurumlarında haremlik-selamlık uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır. Çocuklarımızın mutluluğunu, hayallerini, gönencini gerçekleştirebilecekleri kendilerini geliştirebilecekleri koşulları odağına alan politikalar geliştirilmelidir.
Kirli ellerini, çürümüş zihniyetlerini çocuklarımızın üstünden çekmeyenler bilsin ki, biz var olduğumuz sürece kutsal evlilik yalanı ile çocuklarımızın geleceğini karartmanıza müsaade etmeyeceğiz. Yıllardır yürüttüğümüz kadın özgürlük mücadelesi ile kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarlarının üstünün kapatılmasına ve meşrulaştırılmasına izin vermedik, vermeyeceğiz. Engelleyici ve önleyici politikalar hayata geçirilip, neden olan bütün koşullar ortadan kaldırılıncaya kadar ataerkil, erkek egemen sisteme karşı mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz.”
Bu haber 33 defa okunmuştur.